IN THE HOLE
'Morphy bir de ajandı ha?'
'Evet FBI eskisi.'
'FBI da ne la?' dedi Weo.
'Bizim istihbarat servis, öyle harflendirelim dedik. Neyse işte bu Fransa'da çalışıyordu. Görevini kötüye yardırmış diye duyduk. Meğer adam feodal takılıyormuş ağa olmuş. Bunun üzerine onu kibarca FBI'dan attık'.
'Kibar derken?'
'Senin yaşadığın işkencelerin az bir bölümü diyelim' dedi Smith.
'Balkon?'
'O yeah'
'Fırın?'
'O kadar gitmedik' dedi Smith 'Atıldıktan sonra bu İskoçların arasına katıldı. Millet özgürlük savaşçısı olduğunu sanıyor.'
'İyi de Zimit' dedi Weo, hücresine bırakılan kirli bakırdan çorbasını içmeye çalışıyordu. 'Madem öyle, niye bunları bana daha önce söylemedin ki?'
'Çünkü Morpheus'un etkisi altındaydın, söyleyeceklerim boşa gidecekti'
'Heh yani şimdi boşa gitmedi öyle mi?'
'Wallace' dedi Smith, 'Burası Azkaban burdan çıkış yok(!0!). Kalan hayatımız burada birlikte geçecek. Yalan söylemem için bir sebep var mı?'
Weo 'Hmm' dedi, bu sırada karşıdaki hücrede Harry Potter belirdi, 'Aslında' dedi, 'Bir kaçış imkanı olabilirdi'
Yanındaki hücreyi işaret etti, 'Bu voldemort hapishane inşa planlarını blueprint vs. biliyor, kaçış yollarını falan..'
Weo parmaklıklardan birisini yamulttu, 'E bunlar kolay gözüküyor' dedi, 'Niye kaçmadınız?'
'Sorun, ruh emiciler' dedi Harry. Bunlar sanki adları anılınca gelen yaratıklarmış gibi koridora bir ağırlık çöktü. 'İnsanın şaftı baya kayıyor.'
'Yav geç emotional travmaları yolu göster. La adam' dedi Weo, 'neydi la bunun adı?'
Voldemortun hücresi sessizdi. Harry 'Pek de sempati beklemeyin derim' dedi, 'Bu benim hikayemde kötü adamdı da.'
Weo parmaklıkları biraz daha ayırıp kafasını çıkardı, 'Peki o bizim hikayede benim kim olduğumu biliyor mu?' dedi.
Bir sessizlik oldu. Smith 'Eea' diye toparladı, 'Herif silahla kendi ağzına ateş etti.' dedi.
Sessizlik kaldığı yerden devam etti. Voldemortun hücreden boğuk bir 'Holy damn!' sesi duyulur gibi oldu.
Ve koridora pis bir soğukluk(?) yayıldı. Weo 'Noluyoz lan' havasında hücresine çekildi. Havada süzülen garip bir yaratık dar hücrenin içine daldı. Yaklaştı Weo'ya, ortam buz gibi oldu. Üç beş kötü anılar canlandı, yaratık kukuletasını (inikti ki) kaldırdı, Weo'nun ruhunu reverse-üfürük tekniğiyle emmeye başladı... daha doğrusu başlayacaktı... emmedi yani, tavuk mu emiyon lan!
Weo 'Kes lan!' dedi ve kukuletayı tutup çekti, yaratığın boynuna doladı. Sıktırmaya başladı. Yaratık takıldı bi, çırpınmaya başladı. Güç bela kendini kurtarıp çığlıklar atarak koridorda kayboldu.
Weo parmaklıklara yapıştı 'Gel lan buraya!' diye bağırdı. Karşıda Harry donmuş, olan biteni izliyordu. Bağırmaya başladı 'Lan Tom bu adamlar manyak, cidden kaçabiliriz olum hadi lan konuş oturma orada!'
Yılan suratlı kötü adam sallanarak parmaklıklara geldi, yan yan Harry'ye baktı, Weo bir nefret ifadesi görür gibi oldu. 'Tamam lan tamam' dedi soğukça. 'Tamam 4'ümüz kaçacağız o zaman, siz ikiniz, ben ve Potter'.
'Tamamdır! Yaylanalım!' dedi Harry sevinçle. Weo kafa salladı ve hücrelerin parmaklıklarını söktü. 4'ü koridordaydı. Voldemort önde, kasvetli zindanda ilerlemeye başladılar. Ruh emiciler Weo'yu görüp kaçıyorlardı, ilişmediler hiç.
İşte dere tepe düz whatever, dışarı çıktılar sonunda. Zindanın bulunduğu küçük ada, denizin ortasındaydı. Harry 'Ee nasıl gideceğiz şimdi?' deyip bot falan var mı diye bakınmaya koyuldu. Weo 'Heh' dedi, Smith'le duruyorlardı. Bot dertleri yoktu sonuçta uçar giderlerdi if there is a hole. Voldemort ise kayalıkların arasında geziniyor bir şey aranıyordu. Harry bunu fark etti, 'Tom sen de napıyorsun orada?' dedi.
Voldemort döndü, elinde bir dal parçası vardı. Şöyle bir tarttı, iyi olduğuna karar verdi, Harry'ye doğrulttu, 'Avada kedavra!' diye bağırdı.
Yeşil bir flaş ve Harry yere yıkıldı. Weo 'Höh' dedi. Smith 'Noluyoz lan?' dedi. Weo, 'Eea' diye bocaladı, 'işte, kadavra dedi ya'. Sonra da güldü. Weo'ya göre espri espriydi.
Voldemort odunu attı. İkiliye döndü, adam soğuktu 'İş meselesi falan değil. Tamamen kişisel' dedi. 'Hortkuluk işine de başlıyım madem ben de. Hadea'. Havalandı, uçtu gitti.
Weo 'Vay be' dedi, 'Adam sağlam ha. Kötü mötü de sağlam çıktı'.
Smith 'Neyse' dedi, 'Olum William kurtulduk. Yeniden doğmuş gibiyim. We are back olum!'
'Dur daha' dedi Weo artist artist, 'Önce şu Morpheus meselesini çözelim'
'Bütün mesele de o zaten, my friend' dedi Smith artist artist 'Bütün mesele o'.
Uçup gittiler.